Kartalkaya’daki yangın felaketi, birçok kişinin hayatını kaybetmesine ve toplumda derin bir acıya yol açmasına karşın, tatil beldesindeki kayak aktivitelerinin ve otel rezervasyonlarının devam ettiği tarafındaki haberler reaksiyon çekmişti.
Bu durumu kıymetlendiren Uzman Klinik Psikolog Çift ve Aile Terapisti Ayşe Yılmaz, toplumsal hassaslığın giderek azaldığına dikkat çekti.
Yılmaz, “Büyük bir ihmal ve tedbirsizlik sonucu suçsuz insanların, çocuklarıyla birlikte çaresizce çaba ederek hayatlarını kaybettiği bu trajedi, toplum olarak yas ilan etmemiz gereken bir periyottur. Lakin birebir vakitte hayatına hiçbir şey olmamış üzere devam eden bireylerin varlığı, toplumsal yozlaşmanın bir göstergesi olabilir” dedi.
‘FEDAKARLIK, SORUMLULUK HİSLERİ ZAYIFLADI’
Psikolog Yılmaz, kişiselleşme ve kapitalist sistemin, “Hayatını yeterli yaşa, anın tadını çıkar” üzere iletilerle toplumun hassaslıklarını törpülediğini belirtti. “İnsanların muhtaçlığı olan bireylere yardım etmeyi es geçip, lüks ve keyif odaklı tercihlere daha fazla vakit ve emek harcadığını görüyoruz. Bu durum, toplumsal dayanışma, fedakârlık ve sorumluluk hislerinin zayıflamasına neden oluyor” formunda konuştu.
‘BU BEDELLERLE YETİŞEMEYENLERİN SAYISI ARTIYOR’
Özellikle yeni kuşağın, toplumsal hassaslık ve dayanışma üzere kavramlardan uzaklaştığına dikkat çeken Yılmaz, “Gençlere ‘sen özgürsün, her istediğin yapılır’ bildirileri veriliyor. Bu da onların toplumsal sorumluluk hislerini zayıflatıyor. Meğer biz, tanımadığımız bir kişinin acısına üzülen, muhtaçlığı olan birine yardım eden, mezar önünden geçerken bile dua eden bir kuşağın evlatlarıyız. Bu hassaslığı devam ettirenler var elbette, fakat maalesef bu kıymetlerle yetişemeyenlerin sayısı da artıyor” dedi.
GENÇLERE SORUMLULUK VERİLMELİ
Bu pahaların çocuklara ve gençlere aile ortamında kazandırılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, devlet, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) da gençlere yönelik toplumsal sorumluluk projeleri düzenlemesinin değerine işaret etti. “Yangın, sarsıntı ya da öteki bir toplumsal problemde gençlerin etkin rol almasını sağlayacak etkinlikler düzenlenmeli. Bu tıp aktiviteler, gençlerde hassaslığı artırabilir” diye ekledi.
Toplumun ilerlemesi ve maddi-manevi gelişimi için inanç ve adaletin tesis edilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, “Hak ve hukukun korunduğu, insanların kendini emniyette hissettiği bir dünya için bireyler, kurumlar ve bilhassa devlet, gerekli önlemleri almalı. Emniyet gereksinimi, bireylerin vicdanına bırakılmamalı; daha sağlam denetlemeler ve tüzel kurallarla desteklenmeli. Böylelikle toplumu daha inançta hissettirecek bir dünya oluşturulabilir” tabirlerini kullandı.
