Euro Bölgesi’nde resesyon-enflasyon ikileminin daha çok tesirli olmasının gelecek devirde ECB’nin enflasyonla uğraşını zorlaştırabileceği öngörülürken, uzun süren mali sıkılığın resesyon risklerini besleyebileceği iddia ediliyor.
Rabobank Kıdemli Makrostratejisti Bas Van Geffen, “ECB’nin ocak ayında siyaset faizini 25 baz puan daha düşürmesini bekliyoruz ve bu durum piyasayı şaşırtmamalı. Mevcut piyasa fiyatlandırmaları ECB’nin ocak ayı toplantısında faiz oranlarını düşürme mümkünlüğünün yaklaşık yüzde 97 olduğunu gösteriyor” diye konuştu ve Trump’ın şimdi rastgele bir tarife uygulamamış olsa da belirsizliğin yüksek kalmaya devam ettiğini söyledi.
ECB’nin ocak, mart ve nisan ayı toplantılarında siyaset faizlerinden 25 baz puanlık indirime gidebileceği öngörüsünde bulunan Geffen lakin tarifelere yönelik belirsizlikler ve potansiyel tarife açıklamalarının ECB’nin bundan sonraki atılımları için belirleyici olabileceğini aktardı.
“Enerji ve besin fiyatlarındali artışa dikkat!”
ING Group Başekonomisti Peter Vanden Houte, Trump’ın lider seçilmesinin akabinde artan belirsizliğin Euro Bölgesi’ndeki kısa vadeli büyüme perspektiflerini daha da tehlikeye attığını belirtti. Bunun para siyasetinde daha fazla gevşeme yapılabileceği konusunda münasebet oluşturduğunu tabir eden Houte, tıpkı vakitte enerji ve besin fiyatlarındaki artışın tesiriyle enflasyonun birinci çeyrekte ECB iddialarından daha yüksek gerçekleşmesinin de mümkün olduğunu aktardı.
Houte,”Ancak, fiyat artışlarının zayıflayan işgücü piyasasının tesiriyle azalacağı beklentisi ve mevcut faiz oranı düzeyinin hala kısıtlayıcı olduğu düşünüldüğünde, ECB faiz oranlarını kademeli bir süratte da olsa düşürmeye devam edebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Natixis Avrupa Makroaraştırma Başkanı Dirk Schumacher, ECB’nin ocak ayı toplantısında siyaset faizlerinde 25 baz puanlık indirim yapmasının beklendiğini kaydetti.
