LEVENT TÜZEMEN – SARA ACİL ARANIYOR
Okan Buruk ve G.Saray taraftarıları, ‘Gabriel Sara çabuk dön’ diye dua ediyorlardır.
Sara’nın yokluğu G.Saray’ın ritmini, oyunu sistemini taktiğini, oyun aklını ve atak zenginliğini altüst etti. Bilhassa birinci yarıda Berkan bu vazifesi yapamadı, G.Saray atakta tesirli olamadı.
Aklı başında oynayan Sanchez, Torreira, Yunus ve Osimhen vardı. G.Saray’ın yediği gol amatörceydi. Defans tertibi son derece berbattı. İkinci yarı Okan hoca, sürpriz bir değişiklikle Abdülkerim’i çıkardı ve Berkan’ı defans çekti. Sağ bekte de Kaan’ın yerine Sallai’yi monte etti.
Bu atak G.Saray’ı olumlu tetikledi. Osimhen’in çalışkanlığı, Yunus’un ve Mertens’in coşkusu, G.Saray’ın tesirli ataklar yapmasını sağladı. Mertens’in kazandırdığı penaltıyı Osimhen gole çevirdi lakin sonrasında G.Saray, hamle çizgisi tam bir gol kaçırma yarışına girdi.
Son haftaların başarılı ismi Barış Alper inanılmaz golleri harcadı. Şayet Barış, son durumda pas vermek yerine vurmayı tercih etseydi golü atardı. O kadar çok kaçırdık ki o vuruşu yapacak cüreti gösteremedi. Şu gerçek; Hatay deplasmanları Okan Buruk ve G.Saray üzerinde çok büyük baskı yaratıyor. Bu baskıya Mersin’de bir defa daha şahit olduk.
G.Saraylı oyuncular kazanmak için çok çabaladı ama ataklarda denetimsiz hareket ettiler. G.Saray, hesapta yokken puan kaybı yaşadı. Bu maç bir sefer daha gösterdi ki G.Saray’ın John Arias üzere bir açığa, Sara gibisi bir orta alana, Kaan’ın yerine uygun bir sağ beke ivedilikle gereksinimi var. Hakem Cihan Aydın ve VAR birinci yarıda Galatasaray’ın net penaltısını vermedi.
ZEKİ UZUNDURUKAN – GALATASARAY TUZAĞA DÜŞTÜ
İlk yarıda son derece makus oynayan, temposuz bir Galatasaray vardı alanda. Sarı-kırmızılılar, atağa çıkarken kaptırdıkları toplarda geçiş atakları yediler. Okan Buruk’un Sara’nın yokluğunda Torreira’nın yanında Berkan Kutlu’yu oynatması tutmadı.
Galatasaray gol ararken, duran toptan (kornerden) kalesinde golü gördü. Birinci yarıda Galatasaray makûs oynadı lakin öne geçecek durumları da buldu. Torreira’nın direkten dönen topu, Berkan’ın, Barış’ın, Yunus ve Osimhen’in kaçırdığı durumlar vardı. Bir de Galatasaray’ın birinci 45’te verilmeyen buz üzere bir penaltısı vardı. VAR, duruma YABANCI kaldı… Galatasaray’ın penaltısı güme gitti…
Okan Buruk, birinci yarıda temposuz ve berbat oynayan grubuna müdahale yaptı. Kerem Demirbay ve Sallai’yi alana sürdü. Birinci yarıda Hatayspor kalesine yalnızca 8 şut atan Galatasaray, ikinci kısımda Bekaj’ın kalesine şut yağdırdı, durum üstüne konuma girdi.
Öyle ki 60 ile 70. dakikalar ortasında Galatasaray, tam 6 net gol konumuna girdi. Hataysporlu Bekaj kalesinde devleşti. Osimhen büyük golcü lakin çok ofsaytta kalıyor. Bu hususta kendisini geliştirmesi gerekiyor. Dün tonla gol konumuna girdi Galatasaray… Lakin alanda ne Gabriel Sara’sı ne de İcardi’si vardı. İcardi olsaydı tahminen de tarihi farkla kazanılacak bir maçtı.
Sallai, Jakobs, Kerem ve Berkan dün oynadıkları futbolla Galatasaray’ın ekip kalitesinin gerisinde olduklarını bir sefer daha gösterdiler. Galatasaraylı oyuncular aşikâr ki 8 puan önde olmanın rehaveti ile maça hazırlanmışlar. Bir de Hatayspor’un puan cetvelindeki yerine bakmışlar belirli ki… Rakibi ciddiye almazsan, rakip seni cezalandırır bu türlü…
Hiçbir maç alanda savaşmadan kazanılmıyor. Galatasaray birinci yarıda savaşmadı, koşmadı ve faturası ağır oldu. Okan Buruk da Galatasaraylı oyuncuları maça motive edememiş. Daima ‘8 puanlık fark bize bir tuzak’ dedi durdu Okan hoca; fakat tuzağa da düşüldü bu türlü… Grup arkadaşları, Barış Alper Yılmaz’ın yürekli futbolunun yarısı kadar bile çaba edemediler dün.
Barış Alper yeniden yürekli futbol oynadı lakin çok şanssızdı. Son kısımda giren Batshuayi adeta bir tank üzere. Hem temposuz, hem de isteksizdi. Galatasaray’ın ivedilikle bir golcü transferine muhtaçlığı var. Zira bu kadar durum bulup, tam 54 sefer rakip ceza alanına girip, yalnızca penaltıdan gol atabiliyorsan sorun büyük demektir.
Osimhen’e de bu performansı ile 75 milyon euro verilmez. Yeterli düşünmek lazım. Hatayspor’un yeni hocası Murat Şahin’i de tebrik etmek lazım. Dersine çok güzel çalışmış. Dersine çalışmayan, maça motive olamayan Galatasaray ise hiç hesapta olmayan 2 puan kaybetti. Bu maçtan çıkarılacak çok dersler var! Okan hoca da bu dersleri kesinlikle çıkaracaktır.
MUSTAFA ÇULCU – BUYURUN YABANCI VAR
Galatasaray panik yapmadan fakat tempo da yapmadan başladı. Hatayspor gücü oranında oyun anlayışı aşikâr ya kontratak ya duran toptan gol bahtı vardı ki o denli oldu golü buldu. Düşünün maçta birinci faul 18. dakikada oldu. Okan hocanın İkinci yarı Sallai ve Kerem tercihleri Galatasaray’ın temposunu yükseltti.
İlk yarıdaki statik oyun gitti rakibi bunaltan fevkalade önde baskı ve oyun iştahı geldi. Bir maçta lakin bu kadar durum yakalayabilirsin ve bu türlü bir maçı da dönemde lakin bir yahut iki tane oynarsın. Batshuayi ile çift santrfor da galibiyeti getirmedi. Hakem Cihan Aydın oyunun birinci dakikasında kale gerisinden atılan meşale münasebetiyle oyunu durdurması doğruydu. Birinci faul düdüğü 18. dakikada Kaan’a çıkan sarıyla geldi. Calvo’nun birinci yarıyı sarısız tamamlaması mucize. Osimhen’in birinci yarı ve 2. yarıda attığı goller açık ofsayt, iptaller hakikat.
Hatay ceza alanı içinde 32. dakikada Kilama, yerde kalma eğilimi içinde top önünde ve görüyor sağ kol-el önündeki topa gidiyor oynayan el oluyor. Konum net penaltı. VAR müdahalesi kaide. Lakin hakem veremedi, yabancı damat VAR Jan Boterberg devreye girmedi. Penaltı badem oldu. Buyurun size yabancı VAR. Birinci maç birinci skandal.
Maçın 52. dakikasında hakem Cihan Aydın duruma çok yakın lakin karar verme cüreti, durum çözme kabiliyeti yok. Cemali sağ dizi ile Mertens’in sağ dizine faul yapıyor ayak boşta lakin diz hareketi net penaltı. Hakem çözemiyor veremiyor. Bu sefer gerçek VAR müdahalesi ile OFR’den gerçek penaltı kararı geldi. Sallai’ye denetimsiz hareketi münasebetiyle Fernandes sarı görmeliydi hakem göstermedi. Tıpkı Fernandes oyuncu değişiminde itirazdan sarı gördü. Sebep oyuncu değişikliğinde 4. hakemin proaktif olamaması. Barış’ın iptal edilen golü çok ince bir ofsayt fakat teknoloji çözebilirdi o denli oldu.
