Akıllı telefonlar ve bilgisayarlarla birlikte hayatın her alanında olan kulaklıkların kullanımı, ses seviyesi hakikat düzeyde ayarlanmadığı takdirde kulak sıhhatini olumsuz tarafta etkiliyor.
Özellikle gençlerin ve işitme hassaslığı yüksek bireylerin kulaklık kullanırken dikkatli olmaları büyük değer taşıyor. Doç. Dr. Fakih Cihat Eravcı, “Kulaklık kullanımı son 10 yılda yüzde 75 oranında artmış durumda. Bu manada vazgeçilmez bir modülümüz oldu. Lakin kulak sıhhatiyle alakalı iki noktada kullanırken dikkat etmemiz gereken konu var. Birincisi; çok uzun müddet kullanımlarda dış kulak yolu girişinde salgı üretilmesi, nemli kalması sonucunda bir enfeksiyona meyil kelam konusu olabilir ya da mevcut kir varsa kulağımızda bunun içeriye itilmesine sebebiyet verebilir. Ayrıyeten kapalı kalmasının dışında nemli o ortamın dışında kullandığımız kulaklıkların temizliğiyle alakalı bir sorun teşkil edebilir. Yere düşmesinde, bir yere koyma durumunda orta ara antiseptikle kesinlikle temizlikle alakalı bezlerin kullanılması gerekiyor. İkinci konuysa büsbütün kulaklık kullanımıyla alakalı dikkat edeceğimiz konu, ses düzeyi ve kullanım mühleti. Bu manada ses düzeyinde daha akılda kalması manasında 60 dakika ve aygıtın yüzde 60 ses seviyesinin üzerine çıkılmaması üzere bir kuralı bilhassa benimsemek istiyoruz. Zira 80 desibel dediğimiz artık trafikte hissettiğimiz gürültü düzeyindeki bir gürültüye örneğin 8 saatlik bir maruz kalmada, Dünya Sıhhat Örgütü’nün verisine nazaran; uzun periyotta işitme kayıplarına sebebiyet veriyor ve bu gözden kaçan bir olgu. Şu anda dünya genelinde 1,5 milyar insan belli oranla işitme kaybıyla karşı karşıya ve 1 milyar kişinin daha buna ekleneceği, 2050 yılında 2,5 milyara çıkacağı noktasında datayı Dünya Sıhhat Örgütü bize net paylaşıyor” dedi.
‘TİZ SESLERDE KAYIP YAŞANIYOR’
Uzun periyodik kulaklık kullanımlarında tiz seslerde kayıp yaşandığını tabir eden Doç. Dr. Fakih Cihat Eravcı, “Daha çok tiz seslerde, ince seslerde bir kayıp kelam konusu olabiliyor. Sağır olmak ya da büsbütün duymada bir kayıptan bahsetmiyoruz lakin bu da çok kıymetli. Yaşlılıkta çınlama şikayetinin oluşmasına sebebiyet vermekte bu tiz seslerdeki kayıplar ya da sesin duyulması fakat tam anlaşılamamasına sebebiyet vermekte. Onun için 20 ve 30’lu yaşlarda bunun farkında olunmayabilir. İşitme sıhhati bizim hislerimizi, toplumsal bağlantımızı, his durumumuzu etkileyebilecek hatta ve hatta bilişsel işlevlerimizi da etkileyebildiği için önlenebilir bir işitme sıhhati olarak dikkat etmemiz gerekiyor. Zira Dünya Sıhhat Örgütü’nün tekrar verisi çocuklardaki işitme sorununun yüzde 60’ı önlenebilir işitme kayıplarından oluşuyor” diye konuştu.
KULAK ÜSTÜ KULAKLIKLAR DAHA SAĞLIKLI
Kulak içi kulaklıklar yerine kulak üstü kulaklıkların tercih edilmesi gerektiğini söz eden Doç. Dr. Eravcı, “Burada en kritik nokta, kullanılan kulaklıkların paklığına dikkat edilmesi. İkinci konu yüksek düzeylere ulaşılmaması. Bu ulaşılmayı engellemek içinse kulak içi değil, kulak üstü ya da baş üstü kulaklıkların ve gürültü önleyici özellikleri olan kulaklıkların kullanılması. Bu sayede daha az ses seviyesiyle daha keyifli dinlemeler yapabiliriz. Keyfimizi sağlarken, sıhhatimizi da korumuş oluruz” dedi.
