Alman Sanayi Federasyonu Başkanı (BDI), ekonomiye yönelik bu yıl için büyüme varsayımını ve değerlendirmelerini yayımladı.
Buna nazaran, endüstriciler Almanya’da gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) ABD Başkanı Donald Trump’ın planladığı ek gümrük vergilerinden bağımsız bu yıl yüzde 0,1 düşmesini bekliyor.
Avro Bölgesi’nin bu yıl yüzde 1,1, global iktisadın ise yüzde 3,2 büyüyeceğini iddia eden BDI, Almanya’nın ekonomik açıdan Avro Bölgesi’nin en gerisinde kalacağını kaydetti.
“Hükümetler, yıllardır değerli ıslahatları erteledi”
BDI Başkanı Peter Leibinger, düzenlediği basın toplantısında, Almanya’nın derin bir ekonomik kriz içinde olduğunu belirterek, “Durum çok önemli. Bilhassa endüstrideki büyüme yapısal bir kırılma yaşadı.” dedi.
Leibinger, Almanya’daki mevcut ekonomik krizin yalnızca Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının bir sonucu olmadığını belirterek, meselelerin iç kaynaklı ve iktisadın 2018’den bu yana gayret ettiği “yapısal zayıflığın” sonucu olduğunu söyledi.
Peter Leibinger, “Hükümetler, yıllardır kıymetli ıslahatları erteledi, yatırımları geciktirdi ve mevcut durumla yetindi. Çağdaş altyapıya, ekonomimizin dönüşümüne ve dayanıklılığına yönelik kamu yatırımlarına ivedilikle gereksinim var.” diye konuştu.
Almanya’da çok bürokrasinin azaltılması, altyapıya yatırım yapılması, güç fiyatlarının düşürülmesi ve Alman inovasyon ve araştırma ortamının güçlendirilmesi için net bir strateji belirlenmesi davetinde bulunan Leibinger, “Almanya bir yol ayrımında. Problemler büyük lakin tahlilsiz değil. Üzerine inşa edebileceğimiz güçlü bir temelimiz var. Şirketlerimizin, Almanya’yı bir sanayi merkezi olarak tekrar muvaffakiyet yoluna sokacak kararları kararlılık, güç ve inançla alacak bir federal hükümete muhtaçlığı var.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yeni gümrük tarifeleri, Almanya ve AB iktisadına ağır darbe vurabilir”
Leibinger, Brüksel’e yönelik olarak da Avrupa’nın stratejik açıdan daha bağımsız hale gelmesinin kıymetli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Ekonomik çıkarlarımızı aktif bir biçimde temsil etmek ve daha fazla Avrupa entegrasyonu ve rekabet gücü için ittifaklar kurmak üzere müzakere gücümüzü kullanmalıyız. Avrupa Birliği’nin (AB) nereye gitmek istediğini bilmesi gerekiyor ve buna Almanya’nın argümanlı bir iktisat siyaseti gündemiyle öncülük etmesi de dahildir.”
Leibinger, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüne ve gümrük vergisi tehditlerine de değinerek, “Radikal bir değişimin eşiğindeyiz. Ses tonu giderek sertleşiyor ve yeni gümrük tarifeleri, Almanya ve AB iktisadına ağır darbe vurabilir.” ihtarında bulundu.
Bu ortada, BDI’ye nazaran, Trump’ın planladığı ek gümrük tarifeleri, AB’nin ekonomik büyümesini baskılayarak, ihracat odaklı Alman iktisadını 2025’te yüzde 0,1 yerine yüzde 0,5 küçültebilecek.
Alman iktisadı resesyon kapısında
Öte yandan, Alman iktisadı, geçen yıl Çin ile artan rekabet ve yapısal meselelerin ekonomiyi frenlemesiyle arka arda ikinci yıl küçülme kaydetti.
Geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,1 küçülen iktisat, 2025’in birinci çeyreğinde de daralması halinde, iki çeyrek arka arda daralma olarak tanımlanan teknik resesyona girecek.
BDI’nin kestirimi doğrultusunda Almanya’da GSYH bu yıl yüzde 0,1 gerilerse, Avrupa’nın en büyük iktisadı olan Alman iktisadı, 1990’da iki Almanya’nın birleşmesinden bu yana birinci defa arka arda üç yıl boyunca büyümemiş olacak.
Analistler, siyasi belirsizliğin, yurt dışından gelen artan rekabetin, yüksek güç maliyetlerinin, hala yüksek olan faiz oranlarının Alman iktisadını baskıladığını belirterek, iktisatta 2025 yılı için yalnızca hafif bir büyüme bekliyor.
Almanya’da başta bütçe olmak üzere iktisadın nasıl canlandırılacağı konusundaki uyuşmazlıklar nedeniyle üç partili koalisyon hükümeti, Kasım 2024’te dağılmıştı. Ülkede 23 Şubat’ta erken seçimler yapılacak.
Bu ortada, ABD’de başkanlık vazifesine 20 Ocak’ta başlayan Trump, dış ticaret açığını azaltmak ve yerli üretimi desteklemek için gümrük vergilerini kıymetli ölçüde artıracağını açıklamıştı.
Analistler, Trump’ın AB ithalatına gümrük vergileri yoluyla daha fazla muhafazacı bir siyaset uygulamasının ihracata dayalı Alman iktisadı için güzele işaret olmadığını belirtiyor.
ABD, Alman mallarının en büyük alıcısı pozisyonunda bulunuyor. Almanya, ihracatın yaklaşık yüzde 10’unu ABD’ye yapıyor.
