1. Haberler
  2. Gündem Haberler
  3. Danıştay: Tevhiden cezalandırmayı ortadan kaldıracak biçimde karar verilemez

Danıştay: Tevhiden cezalandırmayı ortadan kaldıracak biçimde karar verilemez

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cezalarda Tevhid (birleştirilerek tek ceza verilmesi) etmek mecburî mudur?

MEB, Yüksek Disiplin Heyetine gönderilen evraklara dair genelge yayımladı

Danıştay: “Tevhiden cezalandırma” metodu Kanunda yer almamakla birlikte uygulamada yerleşik hale gelmiştir.

. İlköğretim Okulu Müdürü olan davacının, 1702 sayılı Kanun’un 22/3. hususu uyarınca bir günlük maaş kısmı cezasıyla cezalandırılmasına ait . İlçe Ulusal Eğitim Müdürlüğü’nün 13.04.2007 gün ve 693 sayılı sürecinin iptali ile bu süreç nedeniyle maaşından yapıldığı ileri sürülen kesintinin, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmeyen “tevhiden cezalandırma” metodu, soruşturma raporlarında getirilen teklifler ve verilen cezalarla uygulama kazanmıştır. Yapılan soruşturmalarda her bir aksiyon için tüzel nitelendirmenin farklı ayrı yapılması gerekmekle birlikte, sonuçta tek bir disiplin cezası teklifinde bulunulması mümkün olduğu üzere disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amir yahut şuralarının da fiilin sübuta erdiğine kanaat getirmeleri halinde tek bir ceza yahut soruşturmacı teklifine bağlı kalmaksızın farklı başka ceza verebilmeleri de mümkündür.

Disiplin amir yahut heyetlerinin tevhiden cezalandırma yoluna başvurarak verecekleri cezaların idari yargı yerlerince hukuka uygunluk değerlendirmesi yapılırken de her aksiyonun başka farklı kıymetlendirilerek karar verilmesi gerekmekle birlikte, cezalandırılan kişinin lehine yönetim tarafından yapılan uygulamayı (tevhiden cezalandırmayı) ortadan kaldıracak halde karar verilmesi hukuka uygun olmayacaktır.

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas : 2010/3594

Karar : 2014/7463

Tarih : 14.11.2024

İstemin Özeti:

Ankara 16. Yönetim Mahkemesince verilen 30/10/2009 tarihli ve E:2007/1451; K:2009/1317 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Metodu Kanunu’nun 49. unsuru uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti:

Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Kanısı:

Temyiz isteminin reddi ile Yönetim Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; . İlköğretim Okulu Müdürü olan davacının, 1702 sayılı Kanun’un 22/3. unsuru uyarınca bir günlük maaş kesiti cezasıyla cezalandırılmasına ait .. İlçe Ulusal Eğitim Müdürlüğü’nün 13.04.2007 gün ve 693 sayılı sürecinin iptali ile bu süreç nedeniyle maaşından yapıldığı ileri sürülen kesintinin, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; 1702 sayılı Birinci ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi Tecziyeleri Hakkında Kanun’da düzenlenmeyen “tevhiden cezalandırma” yolunun, soruşturma raporlarında getirilen teklifler ve verilen cezalarla uygulama kazandığı, yapılan soruşturmalarla getirilen tekliflerin her bir hareket için türel nitelendirilmesinin yapılarak disiplin cezası teklifinde bulunulması, disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amir ve heyetlerinin da fiillerin sübuta erdiğine kanaat getirmeleri halinde disiplin cezaları vermeleri gerekirken, yasal olmayan tevhiden cezalandırma usulünün, davacının işlediği sav edilen fiillere uygulanarak teklifte bulunulmasında ve bu teklif doğrultusunda tesis edilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu sürecin iptaline, davacının maaşından yapılan kesintinin davanın açıldığı tarih olan 10.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Davalı yönetim tarafından, mahkeme kararının hukuka muhalif olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; . İlköğretim Okulu Müdürü olan davacı hakkında düzenlenen 05.03.2007 tarih ve 410/08-10 sayılı soruşturma raporunda özetle; derslerle ilgili araç-gereçlerin temini için ilgili makamlarla yazışmadığı, okula rehber öğretmen görevlendirilmesi, kurs düzenleme bahislerinde ilgili makamlarla yazışma yapmadığı, öğrenci velileri ile ilgili yapılması gereken veli toplantılarını yapmadığı, öğretmen sicil defterinin işlenmediği, 8/A sınıfının kimi günlerinde ders defterinin ilgili kısımlarının yazılmadığı halde bir süreç yapmadığı, 2001 yılından sonra hiçbir öğretmenin dersini izlemediği, 2006-2007 öğretim yılına ilişkin yıllık çalışma programını yapmadığı, zümre öğretmenleri heyetinin toplantılarını yapmadığı, karar defterini düzenlemediği, öğretmenler kurulu toplantılarının yönetmeliğin öngördüğü sayıda ve müddette yapmadığı, aday Türkçe Öğretmeni .’e rehber öğretmen görevlendirmediği, derslerini izlemediği, okulda seçmeli ders olarak seçilen derslerin öğretmenler şurasında belirlenmediği, 2006 yılının demirbaş sayımını yapmadığı,

demirbaş defterlerinde yönetmeliğe uygun düşüm yapılmadığı, 19.12.2003 tarihinden sonra temin edilen demirbaşların kayıtlarının yapılmadığı, fiyatlı seçmeli ders olarak 6. sınıf spor aktiflikleri derslerine 19.09.2006, 26.09.2006, 28.09.2006, 03.10.2006, 05.10.2006 tarihlerinde girmediği halde fiyat aldığı, 5/A sınıfındaki maaş karşılığı girilmesi gereken Vücut Eğitimi dersine 20.09.2006 ve 27.09.2006 tarihlerinde girmediği savlarının sübuta erdiğinden bahisle okul müdürü (davacı) hakkında disiplin tarafından; tevhiden 1702 sayılı Kanunun 22. hususunun 3. fıkrası uyarınca bir günlük maaş kesiti cezası ile tecziyesinin önerilmesi üzerine anılan soruşturma raporu temel alınarak kelam konusu fiiller için tevhiden 1702 sayılı Kanunun 22/3. hususu uyarınca bir günlük maaş bölümü cezasına yönelik dava konusu sürecin tesis edildiği, bu sürecin iptali ile yapıldığı ileri sürülen kesintinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmeyen “tevhiden cezalandırma” yöntemi, soruşturma raporlarında getirilen teklifler ve verilen cezalarla uygulama kazanmıştır. Yapılan soruşturmalarda her bir aksiyon için hukuksal nitelendirmenin başka farklı yapılması gerekmekle birlikte, sonuçta tek bir disiplin cezası teklifinde bulunulması mümkün olduğu üzere disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amir yahut şuralarının da fiilin sübuta erdiğine kanaat getirmeleri halinde tek bir ceza yahut soruşturmacı teklifine bağlı kalmaksızın farklı ayrı ceza verebilmeleri de mümkündür. Disiplin amir yahut heyetlerinin tevhiden cezalandırma yoluna başvurarak verecekleri cezaların idari yargı yerlerince hukuka uygunluk değerlendirmesi yapılırken de her hareketin başka ayrı kıymetlendirilerek karar verilmesi gerekmekle birlikte, cezalandırılan kişinin lehine yönetim tarafından yapılan uygulamayı (tevhiden cezalandırmayı) ortadan kaldıracak halde karar verilmesi hukuka uygun olmayacaktır.

Nitekim Anayasal bir hak olan “hak arama hürriyeti” gereği yasal yollara başvuran bireylerin durumlarını daha da ağırlaştıracak halde karar verilmesine hukuken imkan bulunmadığından, ilgililere yönetim tarafından sadece bir ceza verilmesinin bu şahıslar lehine bir durum olması karşısında, bu disiplin cezasının iptali istemiyle açılan davalarda tevhiden ceza verilemeyeceği ve her fiil için başka ceza verilmesi gerektiği yolunda karar verilmesi, dava açan şahıslar aleyhine sonuçlar doğuracağından kelam konusu Anayasal hakka karşıtlık teşkil edeceği açıktır.

Bu durumda; Yönetim Mahkemesince disiplin cezasının temelinin incelenerek bir karar verilmesi gerekirken tevhiden cezalandırmanın mümkün olmadığından bahisle dava konusu sürecin iptal ile davacının tazminat isteminin kabulü yolundaki kararda türel isabet görülmemiştir

Açıklanan nedenlerle, davalı yönetimin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, tekrar bir karar verilmek üzere belgenin Yönetim Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın bildirim tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 14/11/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Danıştay: Tevhiden cezalandırmayı ortadan kaldıracak biçimde karar verilemez
Yorum Yap

Giriş Yap

Budun ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!