Türk Tabipleri Birliği’nden yapılan açıklamada TTB Asistan ve Uzman Hekimler Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Doktor İlkay Çelik’in açığa alınmasına ait olarak, “Zorlukla ve ağır emek sonrası kazanılan tıpta uzmanlık sınavı sonrası niteliği halk sıhhati için vazgeçilmez olan uzmanlık eğitimi sürecinin hukuksuzca kesintiye uğratılması bizler açısından kabul edilemez. Anayasal hakların yok sayıldığı, kendisinden olmayan her sesi susturmaya çalışan anti demokratik yaklaşımlardan tüm meslekler üzere tabiplerde etkileniyor” tabirleri kullanıldı.
Türk Tabipleri Birliği’nden Türk Tabipleri Birliğinin Asistan ve Uzman Hekimler Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Doktor İlkay Çelik’in açığa alınmasına ait yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Eğitim hakkımızdan ve mesleğimizden vazgeçmiyoruz. Türk Tabipleri Birliğinin Asistan ve Uzman Tabipler Kolu Yürütme kolu Üyesi Psikiyatri Asistanı meslektaşımız Doktor İlkay Çelik’in hukuksuzca içeri alınmasını kabul etmiyoruz. Her gün birçok örneğine tanıklık ettiğimiz rutinleşen toplumsal medya paylaşımı gerekçesiyle elinden alınmıştır. Zorlukla ve ağır emek sonrası kazanılan tıpta uzmanlık sınavı sonrası niteliği halk sıhhati için vazgeçilmez olan uzmanlık eğitimi sürecinin hukuksuzca kesintiye uğratılması bizler açısından kabul edilemez. Anayasal hakların yok sayıldığı, kendisinden olmayan her sesi susturmaya çalışan anti demokratik yaklaşımlardan tüm meslekler üzere tabiplerde etkileniyor. Ülkenin her yerine yayılan baskı ve korkutma siyasetleri sıhhatte da kol geziyor. İtiraz ettiğimiz siyasetlerin sonucu olan sıhhat çeteleri gün yüzüne çıkmış, tıp şarlatanları ekranları kaplamışken çöken sıhhat sistemine piyasacı anlayışa karşı çıkan toplumun fizikî ruhsal toplumsal ve siyasal güzellik halini savunan tabipler farklı hallerde cezalandırılmaya çalışılıyor.
“EĞİTİM HAKKIMIZDAN DA MESLEĞİMİZDEN DE VAZGEÇMİYORUZ”
Hekimler; yöntemsiz görevlendirmeler, dayanıksız soruşturmalar açığa alma ve ihraçların yanı sıra performanstan kesme, takım vermeme, akademik yükselmeyi engelleme, eziyet yönetmelikleri üzere rutinleşen tehditlerin baskısıyla mesleklerini yapmaya çalışıyorlar. Lakin korkutma, sindirme, tek tipleştirme maksatlı yapılan bu uygulamaların sonunda kazanan bizler oluyoruz. Meslektaşımızın da eğitim hakkını geri alacağından hiçbir kuşkumuz yok. Ya bugün ya yarın şüphesiz bu haksızlık sona erecek. Sıhhat sisteminin çöküşünün şahsen şahidi olan genç doktorlara güvencesizliği, ümitsizliği, göçü, baskıyı ve mobingi dayatan bu anti demokratik anlayışı bitirme gayretimizde ısrarcıyız. Eğitim hakkımızdan da mesleğimizden de vazgeçmiyoruz.”