Dairenin kararına nazaran, Antalya’da yaşayan H.S, toplumsal medya hesabından oburunun meskenine ilişkin ada ve parsel numarasının sorgu ekran imajını paylaştı, kelam konusu konutun “rüşvet malı” olduğu argümanında bulundu, mesken sahibi hakkında rencide edici sözler kullandı.
Mesken sahibinin şikayeti üzerine H.S. hakkında “kişisel dataları hukuka ters olarak verme yahut ele geçirme” ve “hakaret” cürümlerinden kamu davası açıldı.
Yargılamayı yapan mahallî mahkeme, sanığa “hakaret” hatasından 1 yıl 9 ay mahpus cezası verdi. Mahkeme, paylaşılan bilgilerin, Türk Ceza Kanunu’nun 136. hususunda düzenlenen ve hukuken korunan şahsî bilgi kapsamına girmediği, tapu bilgilerinin herkes tarafından çarçabuk ulaşılması ve bilinmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle ise öteki suçlamadan beraatine karar verdi.
“Mahkumiyet kararı hukuka uygun”
İstinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi, kelam konusu bilgileri “hukuken korunan ferdî veri” kapsamında kıymetlendirerek, sanık hakkında “hakaret” hatasından verilen cezayı kaldırdı ve sanığa, daha ağır ceza gerektiren “verileri hukuka muhalif olarak verme yahut ele geçirme” hatasından 2 yıl 7 ay mahpus cezası verilmesini kararlaştırdı.
Sanık, hatanın ögelerinin oluşmadığı ve ceza ölçüsünün fazla olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etti.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesi, istinaf mahkemesince verilen 2 yıl 7 ay mahpus cezasını onadı. Dairenin kararında, toplanan kanıtlar kapsamında sanığın üzerine atılı cürmü işlediğinin sabit bulunduğu belirtilerek, mahkumiyet kararının hukuka uygun olduğu söz edildi.