Yılmaz, KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir ortaya geldi. Görüşme öncesi ortak basın açıklamasında Yılmaz, Bolu’da meydana gelen yangın felaketinin çabucak akabinde Türkiye ile dayanışmasını göstermek üzere bir günlük ulusal yas ilan eden ve taziyelerini ileten KKTC devlet ricaline teşekkür etti, taziye bildirileriyle Türk halkının acısını paylaşan ve dualarını esirgemeyen Kıbrıs Türklerine şükranlarını bildirdi.
Yılmaz, Türkiye olarak, KKTC makamlarıyla ağır bir çalışma temposu içerisinde, KKTC’nin huzur, refah ve kalkınması için çalışmaya devam edeceklerini vurgulayarak, Türkiye ile KKTC ortasında gelişen işbirliğinin, İktisadi ve Mali İşbirliği Muahedeleri çerçevesinde her geçen gün daha da güçlendiğini söyledi.
Bu kapsamda sağlanan takviyelerle yürütülen projelerin, Kıbrıs Türk halkının refahını artırmayı ve ekonomik kalkınmayı sağlamayı hedeflediğini bildiren Yılmaz, muahede çerçevesinde KKTC’ye sağlanan 15,9 milyar lira dayanakla altyapı, sıhhat, eğitim, tarım ve güç üzere kritik dallarda kıymetli projeleri hayata geçirdiklerini ve bu kaynağın, altyapı, sıhhat, eğitim, tarım, güç ve dijitalleşme üzere stratejik dallarda öncelikli projelere yönlendirildiğini kaydetti.
Yılmaz, Lefkoşa Etraf Yolu’nun inşası, 24 Aralık 1963 Girne Asker Hastanesi’nin hayata geçirilmesi ve Eğitim Bilişim Ağı’nın yaygınlaştırılması üzere yatırımların, KKTC halkının ömür kalitesini artırmayı ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlamayı hedeflediğini belirtti.
Cevdet Yılmaz, Mesarya Ovası Sulama Projesi üzere ziraî yatırımların, bölgesel kalkınmayı destekleyip, su temini projeleriyle doğal kaynakların verimli kullanımını sağladığını tabir etti.
Türkiye’nin, KKTC’nin kalkınma seyahatinde her vakit yanında olduğunu ve bu projelerle Kıbrıs Türk halkının refahını yükseltmeye yönelik kararlılığını bir defa daha ortaya koyduğunu lisana getiren Yılmaz, “Keza, KKTC’nin kalkınma uğraşlarına yol gösterici nitelikte olan 4’üncü 5 Yıllık Kalkınma Planı, hem işbirliğimize güçlü bir altyapı sunmakta hem de Kıbrıs Türkü’nün refahı için değerli bir merhale teşkil etmektedir. Bu plan, sadece ekonomik büyümeyi hedeflemekle kalmayıp, toplumsal refahı artırmayı ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı amaçlayan kapsamlı bir yol haritasıdır.” sözlerini kullandı.
Yılmaz, eğitimden sıhhate, altyapıdan tarıma kadar pek çok alanda öngörülen yenilikçi siyasetlerin, KKTC’nin milletlerarası alandaki pozisyonunu güçlendirecek adımlar olduğunun altını çizerek, “Hepimizin malumu olduğu üzere, kalkınma bir günde gerçekleşmiyor, uzun soluklu bir seyahattir. Bu seyahatte plan ve programa sadakat, özverili çalışma, çağın gereklerine ahenk, sürdürülebilirlik, kurumlar ortasında eşgüdüm ve en değerlisi de istikrar, büyük değer taşımaktadır.” diye konuştu.
“Adil ve kalıcı bir tahlili destekliyoruz”
Uluslararası alanda çıkarılan tüm pürüzlere karşın Kıbrıs Türkü’nün, Anavatan’ın da takviyesiyle kalkınmasını sürdürdüğüne işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:
“Türkiye ve KKTC makamları ortasındaki işbirliği ne kadar kuvvetli olursa, KKTC’nin kalkınma atağı de o kadar süratli ve emin adımlarla ilerleyecektir ve bu kalkınma gayreti ulusal davamızın da bir modülüdür. Ulusal davamıza sahip çıkmaya, Kıbrıs Türkü’nün adalet çabasına güç vermeye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız, huzurlu, inançlı ve müreffeh geleceğine katkı sunmaya devam edeceğiz. Kıbrıs sıkıntısına, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak formda, adil ve kalıcı bir tahlili destekliyoruz. Bu da lakin adadaki gerçekleri temel alarak mümkün olabilir.
Defalarca denenmiş, sonuç alınmamış sistemleri tekrar tekrar gündeme getirmenin hiçbir manası yoktur. BM’nin de artık bu noktaya geliyor oluşundan memnuniyet duyuyoruz. 1974 Memnun Barış Harekatı yalnızca Türkler için değil adanın tamamı için istikrar ve barış getirmiştir ve o tarihten bu yana hem Rum kesiti hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti epey kıymetli ilerlemeler kaydetmiştir. Refahları artmıştır, huzur içinde gelişmişlerdir ve bu realiteyi herkesin görmesi gerekir. Bu realiteler temelinde bir tahlil oluşması hem Kıbrıs için hem Doğu Akdeniz için hem de daha geniş bölgemiz için elbette ki istikrara ve refaha katkıda bulunacaktır ve adada yaşayan herkesin geleceği açısından çok daha olumlu olacaktır.”