BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Kilis Vilayet Kongresi’ne katıldı. Baş, kongre öncesi Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecen’i makamında ziyaret etti.
Alaaddin Özkar’ın yeniden il başkanı seçildiği kongrede konuşan Baş, şunları söyledi:
“Bolu’da bir otelde yangın oldu ve 78 canımızı kaybettik. Hepimizin başı sağ olsun. Allah hayatını kaybedenlere rahmet sıfatıyla muamele eylesin, geride kalan yakınlarına ve sevenlerine de sabırlar ihsan etsin. Şayet bu türlü bir afetle hayatınızı kaybediyorsanız şehit mertebesiyle şereflendirilirsiniz, hasebiyle oradaki kardeşlerimiz de şehit olmuşlardır. “Sorumlu kim?” Bu türlü bir tartışma başladı. İşi bir taraftan hukuken değerlendirenler mi dersiniz, bir taraftan siyasi olarak mı kıymetlendirme dersiniz… Herkes bir yerinden tuttu ve birbirine sorumluluk yükleme eforuna girdi. Aslında sorumlu hepimiziz, zira biz her şeye ‘eyvallah’ demeye çok alıştık. Ne olursa olsun işin sonuna kadar gidip hakkımızı, hukukumuzu arama işini bir kenara bıraktık, umudumuzu yitirdik, umutsuz kaldık. Hani ‘O bir işin içine girdi ve sonuna kadar gidip sorumlusunu buldu yahut gerekli olanı yerine getirdi’ vasfımızı bir kenara bıraktık ve ‘eyvallah’ demeye çok alıştık. Münasebetiyle bu tip hadiselerle ne yazık ki sık sık karşı karşıya kalmak durumunda kalıyoruz. Konya’da da bir elim hadiseyle karşı karşıya kaldık, 3 yahut 4 katlı bir bina çöktü.
“FELAKETLERİ SIK SIK YAŞAR HALE GELDİK”
Çok yakın vakitte Kilis’in de içinde olduğu bir büyük zelzele yaşadık. 11 ilimiz hakikaten çok önemli sarsıldı, çok önemli yaralar aldı. Telafisini mümkün olmadığı can kayıplarıyla karşı karşıya kaldığımız büyük hadiseler yaşadık ve biz bunları daima sık sık yaşar hale geldik ne yazık ki.
“BİZ KİMİ ŞEYLERİ YANLIŞ YAPIYORUZ, BİRTAKIM SEÇİMLERİMİZ YANLIŞ DEMEYİ ÖĞRENMEMİZ LAZIM”
Burada sorumlular arıyoruz ya, millet olarak sorumluluğu üzerimize alıp ‘Evet biz birtakım şeyleri yanlış yapıyoruz, kimi kararlarımız, seçimlerimiz yanlış’ demeyi de herhalde öğrenmemiz lazım. Bunu yaptığımızda bu olayların sorumlularının peşine düşmekten fazla biz bu olayları yaşamayacağız diye varsayım ediyorum. Zira dünyada yüzlerce ülke var, milyarlarca vatandaş insan yaşıyor fakat bunlarla çok sık karşı karşıya kalan ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti oluyor. Bir an önce bunlardan kurtulalım, inşallah.
“HERKES MUTSUZ”
Türkiye iktisadı hepimizin malumu. Türkiye’de emekli mutsuz, emekçi mutsuz, esnaf mutsuz, patron mutsuz, endüstrici mutsuz, ihracatçı ithalatçı mutsuz, üretici mutsuz, çiftçi mutsuz, hayvancı mutsuz. Bunun temelinde şöyle bir şey oluyor mesela bir restorana yemek yemeye gidiyorsunuz hesap geliyor siz diyorsunuz ki “bu hesap çok’, restoranın sahibi diyor ki “hesap çok düşük, para alamıyoruz’. Konut kiralamak için bir yere gidiyoruz kira çok yüksek, mesken sahibi diyor ki “kira çok düşük kaldı’.
“FİYATLAR ÜRETİCİYE NAZARAN DÜŞÜK TÜKETİCİYE NAZARAN YÜKSEK”
Buğdayın fiyatı nasıl çiftçi kardeşlerim? Buğdayınız para etmiyor pekala başka alıcı tarafa soralım ekmek fiyatı nasıl? Değerli. Buğday ucuz, ekmek değerli. Meyve zerzevat üreten var mı? Ne üretiyoruz, domates. Domatesin fiyatı nasıl? Çok ucuz. Ne kadara satılıyor? 6 liraya. En son ne vakit domates aldınız, kaç paraya alınıyor domates? 40 lira. Artık domatesi 6 liraya satan üretici mutsuz, ablam 40 liraya alıyor, o da mutsuz. Bu iş nasıl düzelecek? Buğdayı satan mutsuz, ekmeği alan mutsuz, domatesi satan mutsuz, domatesi alan mutsuz. Niçin bu türlü oluyor? Domatesi üretiyorsunuz, kamyona koyuyorsunuz. Bu kamyon yola çıkarken yakıt parası var, sürücüsü var, yoldan giderken ödediği paralar var. Bu kamyon geldi malı indirdi, kolay bir ticaret anlatıyorum size. Arap Faik’ten aldı malı, getirdi dükkana teslim etti. Artık o arkadaş geri dönecek. Nasıl, boş kasayla. Dönüşünün yakıtı var, dönüşünün sürücü masrafı var, dönüşünün yol parası var, marketçinin kirası var, marketçinin çalışanı var, marketçinin vergisi var, var oğlu var. Münasebetiyle topraktan çıkıyor 5 lira, manava pazara geliyor 45 lira.
“BU İŞİ TÜRKİYE’DE BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ DIŞINDA YAPABİLECEK HİÇBİR İRADE YOKTUR”
Bugün Türkiye’nin gereksinimi olan vatandaşına, milletine sahip çıkan ve onun zenginliğini düşünen bir iktisat modelidir. Bu işi Türkiye’de Bağımsız Türkiye Partisi dışında yapabilecek hiçbir irade yoktur zira Ulusal İktisat Modeli olan, kendine has bir ekonomik bakış açısı olan tek siyasi yapılanma Bağımsız Türkiye Partisi’dir.”