Bilim insanları tarafından Çin’de yapılan araştırmada günlük bir bardak içenlerini, içmeyenlere kıyasla yüzde 28 daha düşük diyabet olduğu görülüyor. İşte diyabet hastalığını 1 barkta yok etmenin yolu…
DİYABET HASTALIĞI NASIL YOK EDİLİR?
Bilim insanları günlük olarak koyu çay içen şahısların tip 2 diyabet riskinin çay içmeyenlere kıyasla yüzde 28 daha düşük olduğunu gösteriyor.
Araştırma kapsamında 1.923 kişi incelendi ve iştirakçilerin 352’si prediyabet, 1.135’i sağlıklı ve 436’sı tip 2 diyabet hastasıydı. Kimileri nizamlı olarak çay tüketirken, öbürleri ise hiç çay içmemiş ya da nadiren içmişti. İştirakçilere hangi tıp çay tükettikleri de soruldu.
Araştırma grubu, iştirakçilerin kan glikoz düzeylerini izledi ve çay tüketiminin idrarlarındaki glikoz salınımını nasıl etkilediğini tahlil etti. Araştırmanın başyazarı olan Tongzhi Wu, “Bulgularımız, idrarda glikoz atılımının artması, insülin direncinin güzelleşmesi ve münasebetiyle kan şekerinin daha âlâ denetim edilmesi yoluyla çay içme alışkanlığının kan şekeri idaresi üzerinde esirgeyici tesirlere sahip olduğunu göstermektedir. Bu yararlar en çok günlük koyu çay içenler ortasında besbelliydi,” halinde açıklamada bulundu.
Diyabet hastalarının böbrekleri, sağlıklı bireylerin böbreklerine kıyasla daha yüksek ölçüde glikozu geri emer. Bu nedenle, bedendeki fazla glikoz idrar yoluyla atılmaz ve kan şekerinde yükselmeye neden olur. Çalışma, koyu çay tüketiminin bu mekanizmayı düzeltebileceğini gösteriyor.
ÇAY İÇMEYENLERİN YAKALANMA RİSKİ DAHA YÜKSEK
Araştırma sonuçlarına nazaran, çay içmeyenlerin prediyabet ve tip 2 diyabet riski, koyu çay içenlere kıyasla sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 28 daha yüksektir.
Araştırmacılar, bu sonuçları daha da doğrulamak ve derinlemesine incelemek için şu anda çift kör, randomize bir deneme yürütüyorlar. Koyu çayın antidiyabetik tesiri hakkında daha fazla bilgi edinilmesi planlanıyor.
Koyu çayın insan bedenindeki diyabet riskini nasıl azalttığı konusunda kesin bir bilgi olmasa da, bu içecek sağlıklı hayat usulünü destekleyen kolay bir adım olarak görülmektedir.
Bu araştırma, Avrupa Diyabet Araştırmaları Derneği (EASD) 2023 Yıllık Toplantısı‘nda sunulmuştur.
